Month: March 2007

Önceki gün gezinirken ucuz bulduğum için (KDV dahil 35 YTL) 2 GB kapasiteli bir Kingston DataTraveler USB flash disk aldım. İlk aklıma gelen diski iki bölüme ayırıp 1. bölüme Slax veya başka bir USB linux dağıtımı kurmak oldu. Windows programları ile diski bölümlendirmek mümkün değil çünkü windows sadece 1 removable disk olarak görüyor, bölümleri görebilmesi için sabit disk olarak görmesi gerekiyor. Linux ile bölüm oluştursanız dahi ikinci bölümü kullanamıyorsunuz. Windows “Bölüm etkin olmadığı için kullanılamaz” filan gibilerinden birşeyler söylüyor. Nette biraz araştırmadan sonra herkesin aynı dertten muzdarip olduğu belli oldu. Çözüm çok zor değil. Aşağıdakileri uygulayınca istediğiniz kadar bölümleme yapabilirsiniz.

Unutkan biri misiniz? Akrabalarınızın, sevdiklerinizin, arkadaşlarınızın doğum gününü hep unutuyor musunuz? Ben unuturum genelde. Birkaç yıl önce Perl ile yazdığım ve mySQL’deki doğumgünü bilgilerini alan bir scriptle bu dertten az da olsa kurtuldum. Size de yarayabilir, deneyin. Scriptin çalışması için Perl-DBI modülü gerekiyor. Ancak Perl bilginiz varsa mySQL dışında bir veritabanı ya da belirli bir formattaki metin dosyası kullanabilirsiniz.

Last.FM dünya üzerinde farklı müzik zevkleri olan dinleyicilerin buluştuğu, birbirlerinin beğenilerini görebildikleri ve dinleyebildikleri bir internet sitesi. Siteye üye olarak arkadaşlarınızla ya da sizinle aynı zevklere sahip kullanıcılarla haberleşmek, yazışmak ve onların seçtikleri müzikleri radyo gibi dinleyebilirsiniz. last.fm ‘in kendi müzik çalarını kullanarak veya bilgisayarınızdaki mp3 çalar programınıza bu desteği vererek o an dinlemekte olduğunuz mp3 dosyasına ait artist ve isim bilgilerinin last.fm sitesinde o an görünmesini sağlayabilirsiniz.

İzmir ‘deki evimde base Debian kurulu bir linux sunucum var. Bu sunucunun firewall, web server, ftp server, file server görevlerinin dışında bir görevi de download ettiğim dosyaların tek bir yerde durmasını sağlamak. Bu amaçla üzerinde Samba servisi de kurulu durumda. Ancak bu sunucuya vermek istediğim görevlerden biri de mp3 dosyalarımı tek bir dizinde tutup ağdaki diğer bilgisayarların müziği buradan dinlemesini sağlamaktı. Bunun için linux üzerinde konsolda çalışan, az bellek harcayan, basit bir programa ihtiyacım vardı, ama bulduklarım genelde grafik ekranda çalışan ya da web sunucu üzerinden yayın yapan programlardı. Sonunda Perl ile çalışan, kolayca özelliklerini değiştirebileceğim bir program buldum.

İnternette -benim de kullandığım gibi- blogların ve içerik yönetim sistemlerinin kullanımı arttı. Ancak bu programların bazı güvenlik problemleri oluşturması özellikle hosting firmalarının sistem yöneticilerinin başını ağrıtan sorunlardan biri. Web sunucu olarak Apache kullanan birçok sistem yöneticisi POST yöntemiyle çalışan bu sistemlerdeki güvenlik açıklarını kapatmak için mod_security eklentisini kullanıyorlar. Bu eklentiyle POST ile çalışan formlardan gelen tehlikeli web istekleri engellenebiliyor.

Benim gibi kendi bilgisayarına ve kullandığı masaüstlerine fena halde alışan bilgisayar kullanıcıları, başkalarının bilgisayarını veya bir internet kafenin bilgisayarını kullanırken zorluk çekiyor. Ya istediğiniz programı bulamıyorsunuz ya da download etmenize izin verilmiyor. Bu durumlarda livecd şeklindeki linux dağıtımları çok işe yarayan şeyler, ancak onları taşıması ve kullanım sırasındaki yavaşlıkları, kullanım sırasında download ettiğiniz dosyaları aktarması da ayrı birer sorun.

İşte bu tarz sorunları aşmak için güzel bir yöntem de USB flash disk üzerinde çalışan mini linux dağıtımlarını kullanmak. 2-3 yıl önce de araştırmıştım ama düzgün şekilde kullanamamıştım. Geçtiğimiz günlerde tekrar denemeler yaptım ve eski 128 MB flash diskime kurmak için Slackware tabanlı bir usb mini-linux dağıtımı olan SLAX ‘ın Popcorn dağıtımında karar kıldım. Eğer daha büyük kapasiteli bir flash diskiniz varsa SLAX KillBill Edition versiyonunu da seçebilirsiniz.

Geldigimde evde yoktun.Etrafima bakindim ugrayip ugramadigini anlayabilmek icin ama ne terliklerin ortadaydi ne de koltuk uzerine atilmis herhangi bir sey yoktu,zaten gelseydin anlardim odadaki kokudan.Ama yoktun,anlasilan henuz gelmemistin o geceden beri.Birakilan gazetelerin tarihinden 3 gundur seni goremedigimi anladim.

Yanımızdan birinin geçtiğini farkettim.Bizim yaşadıklarımızı dışardan baktığında anlamayacak bir “yabancı”.Birbirimize bakıyorduk. Belki umutsuz,şuçlayıcı,her an savunmaya geçecek gibi konuşma isteklisi -ama bunu belirtemiyorduk- durumda karşılıklı oturuyorduk.Ellerini birleştirmiş masadaki kültablasını izliyordun.O an ne düsündügünü bilmeyi istedim.Kafamda “Evet” ve “Hayır” lardan oluşmuş kelime yumakları vardı ve bir türlü çözülmüyorlardı.

Otobüsteyim. Her zamanki Ankara-İzmir seferlerinden biri benim için. Değişen tek şey otobüs personeli ve yolcular. Hatta yine aynı koltuktayım. Cam kenarı, ortalarda bir yer, bu kez yine 21 numaradayım. Yanımda yaşlı bir amca var neyseki horlamıyor, kendi halinde sessizce uyuyor. Şu ana kadar geçirdiğim en güzel yolculuklardan biri bu. Fazla bir sorun yok hafif bir bel ağrısı dışında. O kadar olacak. Kaç saattır aynı yerde hareketsizce oturuyorum, senin için katlanıyorum ne de olsa. Sana ulaşmak için her iki ayda bir 8 saat/580 km yol tepiyorum nerdeyse.

Küçük bir çocukken sevdiğim tek şey makinelerdi. Onlara bakmaya,onlarla zaman geçirmeye, nasıl çalıştıklarını incelemeye bayılırdım. Tokat’ ın soğuk kış günlerinde benim gibi sürekli ağır bronşit geçiren bir çocuk için en iyi oyun sahası kömür sobamızın ısıttığı oturma odamızdı.