Gökçeada da ikinci günümüzde otelimizin bahçesindeki kahvaltısına indik. Standart Türk tipi kahvaltı verildi ne çok kötü ne çok iyiydi. Sadece kaşarlı omleti güzel yapmışlardı sanırım 2 kişilik omleti tek başıma yedim. Kahvaltı sonrası plaja gitmeye karar verdik ve otelimizin sahiplerine hangi plaja gidelim diye sorduk, Aydıncık isimli adanın güneydoğusundaki plajı önerdiler. Önce merkeze oradan da Aydıncık minibüslerine bindik ve plaja ulaştık. Plajda birkaç tesis var, bunlardan biri de bizim yararlandığımız Gökçeada Surf Eğitim Merkezi. Gökçeada sürekli rüzgar alan bir yer olduğu için sörfcülerin sevdiği bir yermiş bunu öğrenmiş olduk. Plajda şezlong ve şemsiye hizmeti ücretli, 2 kişi için 15TL. Plajın kumu güzel olmasına rağmen deniz tabanı taşlık olduğu için ben memnun kalmadım. Ayrıca su derinliği 50 metre açılsanız da 1 metreyi geçmiyor. Sonuşta biraz kalıp ayrıldık ve merkeze döndük. Burada yine Meydani pastanesinde oturup dondurma yedik daha sonra da başka bir plaj olan Yıldız Koyu plajına gitmek için Kaleköy minibüsüne bindik.
Yıldız Koyu Plajı, Kaleköy’e 1,5 km uzaklıkta küçük bir plaj. Burada 2 tane tesis var, şezlong ve şemsiye hizmetini de bu tesisler sağlıyor. Biz bu tesislerden Kayıkçı isimli restoran/kafe de zaman geçirip soğuk biralarımızı içtik, denize girdik. Tesisi kullandığımız için şezlong ve şemsiye kiralamadık, zaten güneşlenmedik bile. Plaj çoğunlukla çocuklu ailelerin ve adanın yerlilerinin tercih ettiği bir yer çok fazla bir esprisi yok. Kumsalı ve deniz dibi yine taşlık, su ise daha derin ancak göreceli olarak kirli. Su yüzeyince çoğunlukla plastik madde, yosun vs görmeniz mümkün. Restoranın sunduğu basit yemekler çok iyi değil. Biralarımızın yanına sipariş ettiğimiz kalamar daha çok lastik gibiydi. Neyseki biralar soğuktu. Koydan otelimize minibüs saatini beklemek istemediğimiz için yürüyerek döndük ancak hava çok sıcaktı yokuş yukarı biraz zorlandık.
Otelde biraz dinlendikten sonra yapacak başka bir şey bulamayınca yine İmroz Poseidon’a gittik, yine rakı-meze yaptık, yine memnun kaldık 🙂
Benim için Gökçeada çorak, birbirinden uzak köyleri olan, her tarafı denizlerle çevrili bir Anadolu ilçesi aslında. Çok bir şey beklememek gerekliymiş. Tekrar Truva otobüsüyle İstanbul’a döndük.
Be First to Comment